Yanık Tedavisi
YANIK
Yanık, ısı, elektrik, kimyasal madde, radyasyon, sürtünme gibi nedenlerle oluşan, deri ve deri altı dokularını ve bazen de iç organlarda hasar oluşturan yaralanma türüdür. Yanık oluşumu ile yanığın derecesine bağlı olarak, çok basit bir yaralanma olabileceği gibi, ciddi ölüm riski de oluşabilir. İleri derece yaralanmalar, bazen aylar süren tedaviler, yoğun bakım tedavileri, ameliyatlar, plastik operasyonlar, fizik tedavi, veya psikiyatri tedavisi gerektirecek problemlere yol açabilmektedir.
Deriye vücudun bir organı gözü ile bakılmasa da, yaşam üzerinde oldukça öneme sahiptir. Derinin insan vücuduna faydalarını kabaca sıralayacak olursak:
Koruyucu özellik; sıcak, soğuk, çarpma, radyasyon gibi etkilere karşı koruma
Vücut ısısının ortam ısısına göre dengede tutma
Vücuda mikroorganizmaların girişini engelleme, bağışıklık sistemine yardımcı olmak
Terleme ile vücuttan su, tuz gibi maddeleri atarak denge sağlamak
D vitamini üretimi yapmak
Sinir uçları ile dış ortam sinyallerini almak
Güzellik unsuru olarak da deri önem arz eder.
Yanıklar; bütün bu işlevleri etkileyebilir. Yanıktan korunmak önemlidir. Yanık ihtimaline karşı gerekli tedbirlerin alınması gerekir.
Yanığa bağlı ölümlerin çoğu ev yangınlarında oluşur. En çok çocuklar ve yaşlılar maruz kalır. Yanık kazaları, gelişmemiş, sosyokültürel düzeyi düşük ülkelerde, daha çok görülür. Isınma ihtiyacının arttığı kış mevsimlerinde de daha çok görülür. Çocukların; kibrit, çakmak veya ateş ile oynaması yangın sebebi olabilir. Sigara içilirken dikkatsizlik ve özellikle de alkollü iken sigara kullanımı yangınların önemli sebebi olabilir. Araç yangınlarını, “ ne yazık ki” özellikle son zamanlarda artan ev ve araç kundaklama olaylarını da yangın nedenleri arasında sayabiliriz.
İş kazaları da yanıklarda önemli bir nedendir. Örneği Bursa’da henüz karşımızda sıcak haber olarak duran, bir tekstil fabrikasında gördüğümüz yangın hepimizi üzmüştür. Bu tür olayların yaşanmaması için gerekli iş güvenliği tedbirlerinin alınması son derece önemlidir. Kolayca alev alabilen tekstil ürünlerini üreten, kolayca tutuşabilen ve patlayabilen kimyasalları kullanarak üretim yapan fabrikalar daha fazla risk altındadır. Ayrıca boya atölyeleri, elektrik kaynak atölyeleri, yemek sanayi ve lokantalar yangın açısından risk oluşturabilir.
Elektrik kazaları da vücutta önemli, hayati elektrik yanıklarına sebep olabilmektedir. Bu nedenle ev ve iş yerlerinde elektrik kazalarına karşı gerekli tedbirlerin alınması son derece önemlidir.
Radyasyon ve nükleer santral kazaları nadir olmakla birlikte, günümüzde kanser tedavisinde radyoterapinin daha sık kullanılması nedeniyle, deride veya iç organlarda radyasyon etkilerine bağlı yanıklar ve hasarlar görülebilmektedir.
Ağır yanıklarda meydana gelen en önemli sorun, sıvı kaybıdır. Vücudumuzun %75-80 oranında bir bölümünün sıvılardan oluştuğu bilgisi ışığında; sıvı kaybının, hayati bakımdan son derece risk oluşturması kaçınılmazdır. Vücut yüzeyinin %35-40 kadarının yandığı durumlarda, uygun sıvı desteği yapılmaz ise, sıvı kaybına bağlı şok gelişir. Yanık alanları ve yanık dışı alanlarda gelişen ödem, sıvı desteğinin etkinliğini azaltır. Ödem yanık sonrası ilk 1-2 saatte en fazladır ve 24 saat boyunca da artar. Yanık olmayan bölgelerde bile ödem gelişir. Bu nedenle yanık sonrası ilk saatlerdeki sıvı desteği son derece önemlidir.
Geniş yanıklarda kalbin pompalama gücü azalabildiği gibi akciğerlerde de ödem gelişebilmektedir. Sıvı kaybı, böbrekleri etkileyerek böbrek yetmezliği oluşumuna neneden olabilir. Yanık; kanın, alyuvar dediğimiz kan hücrelerinde hasarlar oluşturarak kan düşüklüğüne sebep olabilir. Ayrıca mide hareketlerini bozarak midede geçici pompalama sorunları oluşabileceği gibi mide ülserleri de gelişebilir. Bağırsak hareketlerinde de bozukluklar olabilir.
İskelet ve kas sisteminde, kemik erimeleri veya kemik iltihabı gibi problemeler oluşturabilir. Aşırı ödemden el ve kollarda basıncın artması ile oluşan “kompartman” etkisi ile, dokuların yeterli beslenememesi sonucu gangrenler oluşabilir. Bunun önüne geçmek için acil müdahale gerekebilir.
Yanıklarda hücre hasarının derecesini; maruz kalınan ısının derecesi ve ısıya maruz kalma süresi belirler. Bu şekilde vücut proteinlerinin bozunumu ve takiben hücrede onarımı mümkün olmayan hasarlar ortaya çıkabilir. Derin yanıklarda; yanık sonrası ilk bir haftada, hücresel bazda deri beslenmesinin korunması ve derinin kurumaması için uygun miktarda sıvının verilmesi, antibiyotikli kremlerin kullanılması fayda sağlar.
Ağır yanıklarda ayrıca, hormonal sistem, sinir sistemi ve bağışıklık sistemi ile ilgili de önemli sorunlar oluşabilmektedir.
Elektrik yanıklarında, görünen yanık alanlarının haricinde, giriş ve çıkış hattı boyunca, dokularda ciddi hasarlar oluşabilmektedir.
Gaz solunmasına bağlı yanıklarda, ciddi akciğer hasarları oluşabilmektedir.
YANIKTA İLK YARDIM
Öncelikle, kaza yerinde yapılması gerekenlere değinecek olursak, kazaya maruz kalan kişiyi, yakan sebepten uzaklaştırmak gerekmektedir. Bu şekilde yanığa maruz kalınan süre kısaltılmalıdır. Yardımı yapan kişi, kendi koruma tedbirlerini alarak hareket etmesi gerekmektedir. Bu özellikle elektrik çarpmalarında ve kimyasal yanıklarda önemlidir.
Elektrik akımına maruz kalan kişi hala akıma kapılı ise, varsa ulaşılması kolay olan sigorta kapatılmalı veya çarpılmaya neden olan cihazın güvenli bir şekilde elektrik bağlantısı kesilmelidir. Bu yapılamıyor ise; yardım eden kişi, yalıtkan yani elektrik iletmeyen malzemeler ile akıma maruz kişiyi, akımdan ayırmalıdır. Aksi halde, kendisi de akıma maruz kalabilir. Yüksek voltajlı elektrik yanıklarında ani kalp durması ihtimali nedeniyle kalp masajı ve suni solunum ihtiyacı gerektiren durumlar oluşabilir.
Kimyasal yanıklarda ve sıcak yanıklarda, yanan kişinin elbiseli çıkarılarak, daha fazla yanığa maruz kalma engellenmelidir. Bu esnada kimyasal maddeler, ilk yardımı yapan kişi de temas etmemek için gerekli önlemleri almalıdır. Yanan kişi bol su ile yıkanmalıdır.
Şok belirtileri olan, kanaması olan hastalarda hızlı sıvı desteği serum ile sağlanmalıdır. Bu durumların olmadığı ve hastaneye ulaşım süresi 45 dakikanın altında olan hastalarda, serum takmak için vakit kaybedilmemesi tavsiye edilmektedir.
Yanık bölgesi ılık su ile soğutulmalıdır. Bu hastanın ağrısını da azaltır. Sonrasında temiz örtüler ile sarılır. Bu hem dış ortamla teması engeller, hem de yanık alanlarından hızlı ısı kaybını önler.
Özellikle yangınlarda, aynı anda karbonmonoksit zehirlenmesi olasılığı da bulunduğu için oksijen desteği uygulanır. Üst solunum yolunun yandığı durumlarda, solunum tüpü yerleştirilir.
Hastanın hastaneye ulaştırılmasını takiben, yoğun sıvı tedavisi başlanır ve hastanın tüm sistemleri detaylı olarak incelenir. Takiben yanık genişliği ve derinliğinin derecesine göre uygun tedaviler uygulanır. Yanık yüzdesi % 10’dan fazla olan hastalara tetanoz aşısı da yapılır.
Yanık yüzdesi genel olarak “dokuzlar kuralı” dediğimiz yöntem ile hesaplanır. Buna göre baş bölümü yanık ise % 9, kolların her biri % 9, bacakların her biri % 18, gövde ön yüz%18 ve arka yüz %18 olarak kabul edilir. Çocuklarda hesaplama daha farklıdır. Bir yaşına kadar olan çocuklarda kafa %18, bacakların her biri % 14 olarak kabul edilir. Yaş büyüdükçe kafa oranı azalırken bacak oranı artarak hesaplanır.